Müzik dünyasının iki önemli ismi Birsen Ulucan ve Özcan Ulucan 31 Ekim’de Süreyya Operası’nda “Cumhuriyet Konseri” adıyla TEV yararına konser verecek. Bu başarılı ve önemli müzisyenle konser öncesinde bir araya geldik ve hoş bir sohbet gerçekleştirdik.
Müzikle kaç yaşından beri uğraşıyorsunuz?
Özcan Ulucan: Müzikle oldukça erken yaşlarda tanıştık. Kardeşimle birlikte çocukluğumuzdan itibaren müzikle iç içe büyüdük. Ailemizin sanata olan ilgisi ve desteği sayesinde bu alana yöneldik. Keman ve piyano çalmaya küçük yaşlarda başladık ve bu tutku bizi bu noktaya getirdi.
Birsen Ulucan: Evet, müzik bizim hayatımızın bir parçası oldu. Henüz çocukken müziğe olan ilgimiz keşfedildi ve bu doğrultuda eğitim almaya başladık. Bu yolculuk, sanata olan sevgimizi derinleştirdi.
Çok küçük yaşlarda ulusal bir gazetede “Müziğin Naimleri” olarak tanıtılmak ve sonrasında gelen TEV Sadberk Hanım Müzik Bursu size neler kattı?
Birsen Ulucan: Bu tanıtım, erken yaşlarda müzik alanındaki başarımızın takdir edilmesi anlamında bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Ardından aldığımız TEV Sadberk Hanım Müzik Bursu ise, bizi sanatta daha ileri götüren önemli bir adım oldu. Bu burs, yurtdışında aldığımız eğitimi destekleyerek, sanat vizyonumuzu genişletti ve kendimizi geliştirmemize büyük katkı sağladı.
Özcan Ulucan: Bu burs, Londra’da eğitim almamıza imkan sağladı ve dünyanın önde gelen müzisyenleriyle çalışma fırsatı sundu. Bu deneyim, kariyerimize çok büyük bir ivme kazandırdı ve sanata olan bakış açımızı derinleştirdi.
Burs imkanının genç müzisyenlere ne gibi artıları oluyor sizce? Gençlere neler önerirsiniz?
Özcan Ulucan: Bu tür burslar, yetenekli gençlere eğitim olanakları sağlarken, onlara kendilerini geliştirme fırsatı sunuyor. Sadece maddi destek değil, aynı zamanda mentorluk ve rehberlik anlamında da çok değerli katkılar sağlıyor. Genç müzisyenlere önerim, tutkularını ve sanata olan ilgilerini asla kaybetmemeleri. Sanat, kendini sürekli geliştirmeyi ve disiplinli çalışmayı gerektirir.
Birsen Ulucan: Burs imkanları, gençlerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı oluyor. Genç müzisyenlere tavsiyem, her zaman yeniliğe açık olmaları ve sanatta kendilerini ifade etmekten çekinmemeleri. Her bireyin sanatta özgün bir sesi vardır ve bu sesi bulmak önemlidir.
Yurt dışında verdiğiniz konserler ve Türkiye’de verdiğiniz konserler arasında ne gibi farklılıklar var? Kitle mi, ilgi mi, kültür mü?
Birsen Ulucan: Yurtdışında ve Türkiye’de verdiğimiz konserler arasında bazı farklılıklar oluyor. Yurtdışında, özellikle klasik müzik konusunda daha derin bir bilgi ve ilgiyi gözlemliyoruz. Türkiye’de ise dinleyicilerin duygusal olarak daha yoğun bir bağ kurduğunu söyleyebilirim. Her iki kitlenin de kendine has bir enerjisi var ve bu durum, sahnedeki performansımızı etkiliyor.
Özcan Ulucan: Evet, kültürel farklar da etkili oluyor tabii. Yurtdışında, özellikle Avrupa’da klasik müzik daha köklü bir geçmişe sahip. Türkiye’de ise, müzikseverlerin samimi ve sıcak ilgisi bizim için çok değerli. Her iki deneyim de bize farklı perspektifler kazandırıyor.
31 Ekim’de Süreyya Operası’nda vereceğiniz “Cumhuriyet Konseri”nin detaylarından bahseder misiniz? İzleyiciyi nasıl bir müzik ziyafeti bekliyor?
Özcan Ulucan: Cumhuriyet Konseri, Türk Eğitim Vakfı’nın destekleriyle organize edilen özel bir etkinlik. Bu konserde, Türk besteci Özkan Manav’ın bir eseri de dahil olmak üzere, romantik dönemden klasikleşmiş başyapıtlar seslendirilecek. Özkan Manav’ın eseri, Türk müziğini ve Cumhuriyet’in sanata verdiği desteği sembolize eden önemli bir parça. Bunun dışında Mendelssohn ve Tchaikovsky gibi büyük bestecilerin eserlerine yer vererek, zengin bir müzik repertuvarı sunacağız.
Birsen Ulucan: Süreyya Operası, tarihi dokusuyla bu konserin anlamını daha da derinleştiriyor. İzleyiciler, hem Türk bestecilerin eserlerini hem de klasik müzik dünyasından seçkin eserleri dinleme fırsatı bulacaklar. Bu konser, Cumhuriyet’in sanata olan katkılarını ve kültürel mirasımızı yansıtma açısından da özel bir anlam taşıyor.